* Israrcıyız. Her konuda ısrar etmeye bayılır ve hatta ısrarlarımızla
karşımızdakini bayıltırız. “ay n'olur bir tabak daha ye. Valla yemezsen
darılırım.”
*Erkek erkeğe ve kadın kadına toplantılara bayılırız.Nede olsa
kökenimizde haremlik selamlık var.Erkeklerimiz kahve ve meyhanede,erkek
erkeğe pişpirik oynayarak ya da kafaları çekerek geyik muhabbeti
yaparlar.Kadınlar da evlerde toplanıp,pasta ve keklerle,dedikodu yapıp
şişmanlarlar.
*Biz hep haklıyızdır ama herkes bizim hakkımızı yer. Çocukken küçük
kardeşimiz elmamızı yer, okulda öğretmenimiz hakkımızı yer bizi sınıfta
bırakır. İşyerinde patronumuz mutlaka hakkımızı yer. Uluslararası
maçlarda, yarışmalarda, siyaset arenalarında, malumunuz, hakkımız
devamlı yenir. Yeter artık hakkımızı yemeyin…
* Kitap, dergi ve gazete okumayı sevmeyiz. Hatta okumaktan nefret
ederiz. Bir okuyan gördük mü asla dayanamaz, “sende okuya okuya hafız
olacaksın be kardeşim” diye söylenmeye başlarız.
* Renklerden korkarız. Siyah, gri ve en sevdiğimiz renklerdir. Hepimiz
bu renklerde giysilerle ortalarda dolaşırız. Kırmızılar, yeşiller ve
sarılar bizim gibi ciddi insanlara göre değildir. Onları hafif kişiler
giyer
*Başkalarının sözlerine önem veririz.Başkalarının sözleri her zaman
kendimizinkinden önemlidir.Hep onların istediği gibi davranırız.
*Üniformadan polis görünüşlü sivillerden ödümüz kopar.Yolda giderken
yere yatın deseler yatarız,sıraya girin deseler gireriz kimliklerimizi
hemen çıkarır gösteririz.bunların nedenini sormayız.Hem biz kimiz ki?
*Birey olarak son derece korkak,kalabalıkken son derece cesuruz “ Vatan
Millet,Sakarya” Diye hiç düşünmeden savaş çığlıkları atarız.Onun için
bizde asla bireysel protesto asla görülmez.
*Caniliği marifet belleriz.Kızdığımızı hemen
sallandırırız.”sallandıracaksın üç beş kişiyi Taksim Meydanı'nda,bak
birdaha bunlar olurmu?”
*“Nikahta keramet vardır” bu nedenle evlenen çiftler hemen birbirlerinin
gözünü oymaya, birbirlerinin hayatını kısıtlamak için ellerinden geleni
yapmaya başlarlar.
*Torpil kullanmadan hiçbir işimizi halledemeyiz. Okulda kayıt olurken,
işe girerken, askere giderken, bir evrak imzalatırken, mutlaka bir
torpilimiz olmalıdır.
* Biz öyle kural kaide bilmeyiz. Hatta biz kurallara değil kurallar bize
uyar.trafik ışıklarının yüzüne bakan olmaz. Üst ve alt geçitler asla
kullanılmaz. Şehri kır zannederiz.
*Türçemiz lastik gibidir.Normal bir konuşmayla kelimeleri lastik gibi çeker,başka şeyler ima eder veya anlarız.
*En korktuğumuz şey birey olmak ve böylece yalnız kalmaktır.bu yüzden
hemen bir gruba dahil olur,onlar gibi giyinir, onlar gibi düşünürüz.
Bizim kendi düşüncemiz yoktur. Grup ne derse o olur.
*Allah için kadınlarımız çok temiz ve titizdir. Evlerin içinde bir kıl
çöp bulunmaz.Çünkü bütün çöpleri,halıları balkondan silkerken komşuların
balkonuna atarlar.
*Bizim ama hepimizin cereyan fobisi vardır. Cereyanda kalmaktan, üşütüp
hastalanmaktan ödümüz patlar.Sıcak yaz günleri bile otobüslerin,
arabaların, camları kolay kolay açılmaz,açılsada hemen kapatılır. Aman
cereyanda kalıpta hastamı olalım?
Hülya Vatansever'in köşe yazısı..
DOĞAN CÜCELOĞLU'nun (İyi Düşün Doğru Karar Ver) isimli kitabından alınmıştır.
0 yorum: